Günümüzde doğal yollardan hamile kalmakta güçlük çeken ve anne olmak isteyen adaylar için gebe kalmaya yarayan pek çok tedavi yöntemi bulunuyor. Bu yöntemlerden en verimli sonuç vereni ise tüp bebek tedavisidir. Tüp bebek tedavisinde anne adayının yumurtaları ve baba adayının spermleri laboratuvar ortamında döllenir ve oluşan embriyo anne rahmine transfer edilir. Anne veya baba adayının yumurta ya da spermlerinde doğurganlığı negatif yönde etkileyen sağlık sıkıntıları varsa duruma göre yumurta donasyonu ya da sperm donasyonu yöntemi kullanılabilir. Özellikle nedeni belirlenemeyen kısırlık vakalarında tüp bebek tedavisi oldukça verimli sonuçlar vermektedir.
Tüp bebek tedavisi her ne kadar diğer tedavi yöntemlerinin arasından verimliliği ile kendini gösterse de, ne yazık ki %100 garantili bir gebe kalma yöntemi değildir. Kimi zaman gebelik meydana gelse de rahimde oluşan bazı komplikasyonlar nedeniyle gebelik düşükle sonuçlanabilir. Bu süreç anne adayları için psikolojik olarak zorlayıcı bir süreç olabilir. Bu nedenle ebeveyn adaylarının doktorları ile sıklıkla iletişime geçip bu süreci profesyoneller ile birlikte atlatmaları faydalı olacaktır.
Bu yıl Ocak ayında tüp bebek tedavisinde gebe kalamamış, gebeliği düşükle sonuçlanmış ya da hali hazırda çikolata kisti gibi sağlık sıkıntılarına sahip olması nedeniyle gebe kalamayacağını düşünenlere güzel bir haber geldi: Doğurganlık Aşısı. Bu güne kadar bazı tüp bebek uzmanlarınca varlığı yalanlanan doğurganlık aşısı dünya çapında yapılan araştırma ve deneyler sonucunda nihayet müjdelendi. Özellikle daha önce tüp bebek tedavisi başarısızlıkla sonuçlanmış ya da düşük yapmış kadınlar üzerinde uygulanan bu aşının doğurganlık oranını %40 arttırdığı söylendi. Bu aşı daha önceki gebe kalma çalışmaları başarısızlıkla sonuçlanmış olan 126 kadına uygulandı ve %40’ının gebeliğini düşük yapmadan tamamlandığı bu gelişmeyi umutla bekleyen anne adaylarına açıklandı.
Tıpta büyük bir gelişme olan doğurganlık aşısı iki aşamada uygulanıyor. İlk aşamada anne adayına tüp bebek tedavisi öncesinde âdetinin 16 ila 18. günü arasında rahmin içini güçlendirmek için Granulosit koloni-uyarıcı faktör adı verilen ve anne adayının bağışıklık sistemini dengeleyen bir sıvı transfer ediliyor. Bu sıvının transferi sonrasında tüp bebek tedavisine başlanıyor. Tüp bebek tedavisinin yumurta toplama aşamasında anne adayından kan alınıyor ve ayrıştırılan özel onarım hücreleri laboratuvar ortamında arttırılıyor ve beyinden salgılanan Kortikotropin Saldırıcı Hormon (CRH) da ekleniyor. Böylelikle hem annenin bağışıklığı hem de rahim içi kuvvetleniyor ve bebeğin rahme daha sıkı tutunması sağlanarak düşük riski önemli ölçüde azaltılıyor.
Özellikle rahim içi kalınlaşması, polikistik over sendromu, çikolata kistleri ya da adet düzensizliği gibi sıkıntılar sebebiyle gebe kalamayan pek çok kadında olumlu sonuçlar vermiş olan doğurganlık aşısı sağlıklı gebelikler yaşayan kadınlara bebeklerini bir an önce kucaklarına almanın mutluluğunu yaşatırken, anne olma konusunda umutsuzluk yaşayan kadınlara da yeniden bir umut ışığı yakıyor.